Sydney’e ilk
gidişinizde mükemmel modern bir şehre geldiğinizi ve tüm sene boyunca ılıman
bir iklime sahip olan bu kentten asla ayrılmak istemeyeceğinizi düşünürsünüz.
Her büyük şehir gibi Sydney de bağrında pek çok gizli hazine saklar, ve her
yeteri büyüklükteki metropolis gibi Sydney’i de asla tek bir ziyaretle
gerçekten tanımak mümkün değildir. Ne yazık ki bahsettiğimiz şehir Türkiye’den
uçakla 20 saat mesafede olunca, bin dolardan daha ucuza uçmak neredeyse mümkün
değilken tutup da Sydney’e her iki üç senede bir gidin, yeni yerlerini tanıyın
diye tavsiye vererek gülünç duruma düşmek istemem. Ama gidin J
Eğer Sydney’de
geçirecek zamanınız az ise, eğer birkaç günlük kısa bir ziyaret ile Sydney’i
aradan çıkartmak zorundaysanız işinize çok yarayacak tavsiyelerim olacak. Eğer
Sydney’e kendi başınıza değil de bir tur şirketi ile gidiyorsanız o zaman benim
aşağıda sıralayacağım Sydney’de yapılacak 9 şey arasından en az bir kaçının
tur programında olmasına dikkat edin. Eğer kendiniz seyahatinizi planlıyorsanız
o zaman en baba 9 aktivitenin hepsini beş altı günlük bir
Sydney gezisine rahatlıkla sığdırabilirsiniz. Eğer birazcık dişinizi sıkar, iyi
bir zaman yönetimi sergilerseniz gelecek yazıda bahsedeceğim diğer Sydney aktivitelerini de aradan çıkartabilirsiniz.
1 -The Rocks'ı ziyaret edin
Sydney'in "eski şehir" olarak adlandırabileceğimiz muhiti. Kolonyal dönemden kalma binalar, dar caddeler, soluk pembe kumtaşından inşa edilmiş kiliseleri, ve Sydney'in en eski pubları ile şehrin ilk adımlarını attığı yöre burası. Günümüzde de Avustralya'ya özgü samimi ve cana yakın havayı koruyan The Rocks aynı zamanda liman ve opera binasına hakim manzarası ile de bir cazibe merkezi. Restoranlarda çeşit sıkıntınız olmayacak ancak her şeye rağmen turistik bir bölgede olduğunuzu unutmayın. Restoranlarda yemek fiyatları çoğu zaman kalitesi ile doğru orantılı olsa da biraz pahalı sayılır. Kendinizi şımartmak isterseniz Fish at the Rocks, The Quay, ya daWaterfront Restaurant'ı deneyebilirsiniz. özellikle Fish at the Rocks fiyatları ile de cazip mükemmele yakın bir deniz ürünleri restoranı. Kaliteli ve abartılı olmayan fiyatlara sahip bir şarap listeleri var. The Rocks 1970'lerde tamamen yıkılıp çok katlı lüks apartmanlara dönüşmekten son anda kurtulmuş. Kentsel dönüşümün Avustralya versiyonu ile yıkım kararı alınan mahalle, sakinlerinin yasal yollarla mahkeme salonlarında ve sokaklarda gösteriler yoluyla yürüttükleri mücadele sonucu ayakta kalmış. Kaderin cilvesi, günümüzde mahalle Sydney'in en pahalı gayrimenkul fiyatlarına sahip yerlerinden birisi.
2 - Haydi kumsala!
Sydney deyip de kumsallardan bahsetmemek, en azından bir gününüzü kumsalda keyif yaparak geçirmemek olmaz. Tüm yıl boyunca ılıman olan iklimi ile Sydney'de dört mevsim kumsal keyfi yapabilirsiniz. (NOT: Okyanus soğuk olur diye korkmayın Sydney'de deniz suyu sıcaklığı tüm yıl boyunca 20 derecenin üzerinde seyreder). Kimi zaman dev dalgaların dövdüğü kumsallar aynı zamanda dünyaca ünlü sörf bölgeleri sayılıyor. Eğer sörf tahtasına atlayıp dalgalarla boğuşmaya niyetiniz yoksa bile köklü ve eğlenceli bir sahil kültürü olan bu şehirde bir gününüzü mutlaka kumsalda geçirin. Tavsiyem manzarası ve büyüklüğü ile popüler Manly Beach, ya da, eğer daha sakin bir sahil tecrübesi isterseniz, küçük ama (daha) ıssız olan Bronte beach. Her iki kumsala da toplu taşıma ile ulaşabilirsiniz. Kumsalların etrafı dükkanlar, cafeler ve restoranlar ile dolu olduğu için ne aç kalacaksınız ne de canınız sıkılacak. (NOT: Güney Kaliforniya ya da Miami kumsalları gibi artist bozmalarının ya da vücutçu canavarların gövde gösterisi yaptığı kumsallar gibi değildir Sydney kumsalları, Sydney'li yerli halkın gönlünce vakit geçirmek için koştuğu yerlerdir. Kendinizi çok rahat hissedersiniz. Ben İzmir körfezinde de buna benzer bir ortamın hayalini kuruyorum yıllardır)
3 - Royal Botanic Gardens ve Mrs. Macquarie’s Chair
Bu Sydney'de yapabileceğiniz en ilginç şey değil belki ama yine de Botanik bahçesi görmeye değer. Hafta sonları Sydney'lilerin geniş çimenlik alanlarına akın ettiği Botanik bahçesinde aynı zamanda Avustralya'nın bitki örtüsü hakkında bir ton bilgi de edinebilirsiniz (eğer sizin de içinizde sürekli kaşınan bir nerd var ise). hazır buraya gelmişken yekpare bir kayaya oyulmuş bir sandalye olan Mrs. Macquarie's Chair'e oturup limanın muhteşem manzarasına dalabilirsiniz.
4 - Manly Beach Feribotu
Bir gününüzü kumsalda geçirmeye ikna olduysanız eğer, ve Manly Beach tercihiniz olacaksa kumsala ulaşmak için Manly Beach Feribotunu kullanmalısınız. Pazar günleri 2.50 Avustralya Doları olan feribotun gidiş dönüş bilet fiyatı hafta içi günler 12.40 AUD. Bu ilk bakışta biraz fazla gelebilir ama feribot gezinizde meşhur opera binasını değişik açılardan göreceksiniz ve Sydney limanında keyifli bir tekne yolculuğu yapacaksınız. Böyle panoramik bir tur için bu fiyat az bile diyebiliriz. Dönüş saatinizi gün batımına denk getirirseniz muhteşem bir manzara da bonus olarak hesabınıza yazılır.
5 - Sydney Harbour Bridge'i yürüyerek geçin
Sizi bilmem ama ben suyla haşır neşir şehirlerde gezmeyi çok seviyorum. Özellikle İstanbul, San Fransisco, New York gibi sadece su kenarında olmayan aynı zamanda pek çok köprüyle bezenmiş şehirlerde köprülerin karakteri bize kent hakkında çok şey anlatır. Sydney de karakterini bir köprü ile bize gösterir. Sydney Harbor Bridge 1932 yılında, büyük buhran yıllarında, işsizliğe çare olarak yürütülen bir hükümet imar projesinin parçası. Hoover Barajı, Golden Gate köprüsü gibi Sydney Harbor Bridge de Avustralya'nın zorlu bir dönemine şahitlik etmiş tarihi bir yapı. Çelik iskeleti Sydney siluetinin vazgeçilmez bir parçasıdır ve Opera Binası ile her Sydney resminin olmazsa olmazıdır. Köprüdeki yürüyüş yolu ücretsizken çelik iskelete tırmanmanıza da izin verilen rehberli turlar biraz tuzlu (158 AUD). Eğer siz de keşfetmeye çıktığınız şehirlerde yürüyerek zaman geçirmeyi seviyorsanız Sydney Harbor Bridge'i yürüyerek geçmek Sydney'deki yürüyüş rotanızda mutlaka yer almalı.
6 - Sydney Opera Binasını Tecrübe Edin
Evet beylik olacak, evet çok alışıldık ama aynı zamanda olmazsa olmaz. Sydney'e kadar gelip de ünlü Sydney Opera Binasını yakından görmeden dönmek olmaz. Şimdi burada uzaktan bakıp fotoğraf çekmekten, ya da bahçesinde arka plana operayı alıp selfie çekmekten bahsetmiyoruz. Sadece görsel değil aynı zamanda bir mühendislik harikası olan bu kültür ve mimari ikonunun içine girmekten, onu tecrübe etmekten bahsediyoruz. Rehberli turlar 37 Avustralya Dolarından başlıyor. Ama daha da ileri gidin. 43 AUD'den başlayan fiyaltar ile Opera Binasında bir konser ya da müzikale bilet alın. Binanın sadece dışarıdan değil içeriden de güzel ve salonun tasarımı ve akustiği de hiç yabana atılır cinsten değil. Kısacası oralara kadar gitmişken dünyanın en tanınmış kültürel ikonlarından birini gerçekten yaşayın.
7 - Blue Mountains'ı ziyaret edin
Herkese göre olmayan bu atraksiyonu opsiyonel olarak kabul edebilirsiniz. Eğer Sydney'de bir kaç gün geçirecekseniz ve Avustralya'nın nefes kesen doğası da ilginizi çekiyorsa Mavi Dağlar milli parkına yapacağınız kısa bir ziyaret sizi hayal kırıklığına uğratmayacak. Milli parka gündelik olarak düzenlenen turlar kişi başı 70-100 dolar civarında. Ancak 90 dakikalık bir tren yolculuğu ardından giriş ücreti olmayan milli parkı ücretsiz olarak da ziyaret edebilirsiniz. Eğer sıkı bir hiking ilginiz varsa parkta bir gece kamp yapmak ve alışıldık yolların dışına çıkmak da cazip olacaktır. YOk kamp bana uymaz derseniz, paranız da değerliyse tren bileti karşılığında keyifli bir yolculuk sizi bekler.
8 - Müzelere hücum!
Sydney hatırı sayılır bir müzeler kenti. Art Gallery of New South Wales, The Rocks'daki Modern Sanatlar Müzesi, Nicholson Müzesi, Darling Harbor'daki Avustralya Ulusal Denizcilik Müzesi giriş ücreti olmayan mükemmel müzeler. Olağan şüpheliler olarak adlandırabileceğim bu müzelerde geçireceğiniz bir kaç saat sizi asla hayal kırıklığına uğratmayacak. Ancak bu bilindik müzelerin dışında da görülecek pek çok irili ufaklı müze var. Örneğin aynı zamanda bir çay evi olarak da çalışan White Rabbit Gallery modern Çin sanatından örnekler barındırıyor ve giriş ücreti yok. The Rocks Discovery Museum da sizden giriş ücreti istemiyor ve özellikle Avustralya tarihine meraklıysanız kesinlikle ilginizi çekecek. Ancak benim favorim, ünlü seyahat bloggeri Nomadic Matt'in tavsiyesi sayesinde keşfettiğim Hyde Park Barracks. 10 AUD giriş ücreti olan müzede koloni dönemi Sydney'i hakkında pek çok hikayeye ev sahipliği yapıyor.
9 - Sörf yapmayı öğrenin
Tamam tamam bunu kendim içn yazdım. Aslında yapmayı isteyip de hiç bir zaman öğrenemediğim şeylerden birisi sörf yapmak. Hawaii'ye gitmiyorsam, Miami ve Kaliforniya kıyılarındaki gösteriş meraklısı gençlerden de haz etmiyorsam bari Sydney'de öğreneyim sörf yapmayı. Elbette herkesin hoşuna gidecek bir şey değil sörf öğrenmek ama Sydney'in rahat ve stresten uzak sahil hayatına daha yakından bir bakış atmak için de daha iyi bir fırsat bulmak zor. En azından sörf dersi veren şirketlerden biriine bir bakın, sörf tahtasının üstüne bir çıkın derim. Hem nasıl olsa kumsalda bir gün geçireceğimiz konusunda anlaşmamış mıydık?