Bu gün yakın bir arkadaşımın blogundan araklama yapacağım. Daha iyisini yazacağımı bilsem üşenmem yazarım valla. Hem sonra izin de verdi :)
Bhutan'daki hepimie ders olunası politikadan, insanların mutluluğunu ilk sıraya alan Milli Mutluluk Politikasından bahsediyor. Muhteşem resimler için orijinal kaynağı olan: http://gezginpire.blogspot.com/2016/07/bhutanda-mutlu-olmak.html adresinde okumanızı tavsiye ederim
Seyahat bloglarında, havayolu dergilerinde mistik Bhutan’ın nasıl da Asya’nın son gizli hazinesi olduğundan bahsedilir. Son on yılda kademeli olarak turizme açılan ülke göz kamaştırıcı manzaraları, Budist manastırları, otantik kıyafetleri ile Bhutanlı insanların sevecenliği ile her zaman ilgi çeken bir seyahat noktası. Ancak Bhutan’ı tüm bu turistik özelliklerinden de ilgi çekici yapan bir unsur var ki üstünde biraz durmadan olmaz. Milli Mutluluk Endeksi ya da ingilizce tabiriyle Gross National Happiness (GNH). Milli Mutluluk Endeksi kavramını Bhutan kralı 1970’lerde ilk ortaya attığında fazla ciddiye alınmamıştı. Bu iyi niyetli kral (ki halkı tarafından delicesine seviliyordu) bir liderin, ya da bir hükümetin asıl amacının vatandaşlarını mutlu etmek olduğunu, bunun da Milli Gelir (GSMH – ya da İngilizcesiyle GNP) ile ölçülemeyeceğini öne sürüyordu. Bütün Bhutan sosyal politikası insanları mutlu etmek amacına yönelik olarak tasarlandı. Buna göre alt yapı yatırımları insanları rahatsız etmeyecek ve çevreye zarar vermeyecek şekilde yapılacaktı. Bhutan’ın doğal güzelliğine müdahale edilmeyecekti. Ve en önemlisi insanlara düzenli olarak ne kadar mutlu oldukları sorulacak, mutsuzluk kaynakları öğrenilecek ve yeni politikalar buna göre belirlenecekti. Eninde sonunda insanların asıl, en temel amacı mutlu olmaktı ve Bhutan aradaki tüm dolaylı yolları (ticaret, ekonomik büyüme, zenginleşme) reddederek (abarttım ama çok da değil, daha sonra bundan tekrar bahsedeceğiz) halkın mutluluğuna odaklanıyordu.
Peki mutluluk nasıl arttırılacaktı? Dördüncü Ejder Kral Jigme Singye Wanchuck’a göre mutluluk Bhutan’ın kültürüne, doğasına, tarihine, ve yerel değerlerine sahip çıkarak, bunlara zarar verecek politikalardan uzak durarak artacaktı. Bhutan’ın el değmemiş doğası korunacak, Budist değerler yeni nesle aşılanacak, insanların köylerinde verimli ve mutlu olması sağlanarak şehirlere yığılması engellenecekti. (Temel fikir bir yerlerden tanıdık geliyor mu?) Geçtiğimiz kırk küsür yıl Bhutan temel hatları bu şekilde çizilmiş bir hayat sürdü. Mutluluk düzeyi yavaş yavaş arttı. 2015 yılında tüm ülkede kapsamlı olarak yürütülen ölçümlerde (ayrıntılı anketler ve yüz yüze görüşmeler yoluyla yürütülen bir çalışma) insanların yüzde 43’ü çok mutlu ve tatminkar hayatlar sürdürüyor olarak tanımlandı. Benzeri bir ölçümü şu günlerde Türkiye’de yaptığınızı bir düşünsenize.
Peki bunun ekonomik bedeli ne oldu? Bhutan’ın son birkaç senedir (turizmin de etkisiyle) büyüme hızı yüzde 7 civarında ve hala dünyanın en otantik, en el değmemiş bölgelerinden birisi (Bir de komşu Tibet’te Çin hakimiyetinin getirdiği çevre ve tarih yıkımını görüp, onunla karşılaştırınca tam anlamıyla siyah ile beyaz zıtlığını hatırlıyorsunuz).
Ya siyaset? Demokrasi? Bhutan Krallığı 2008 yılında ilk defa demokratik seçimlere kavuştu. Kavuştu dememe bakmayın, aslında 700.000 kişinin yaşadığı ülkede kimsenin seçim falan istediği yoktu. Ejder Krallarından o derece memnundular ki seçim fikrine soğuk bakıp, biz memnunduk halimizden, sen bizi gayet güzel yönetiyordun, karıştırma şimdi ortalığı dediler. Ancak Jigm Singye Wanchuk 2008’de tahtı en büyük oğluna devrederken siyasi gücü de halka devretti ve ilk demokratik seçimler yapıldı. Geçtiğimiz 8 senede yeni kral ve seçimle iş başına gelen hükümetleri Wanchuk’un Milli Mutluluk politikasını yürütmeye devam ettiler. Son birkaç yılda artan zenginlik ve dünyaya açılma bir takım ölçülerde tatminsizlik hissini arttırsa da Bhutan hala dünyanın sayılı mutlu ülkelerinden birisi. Budist geleneklerine saygı sonsuz, geleneksel kıyafetler günlük olarak sıkça kullanılıyor, ve tüm ülkede plastik torba kullanımı yasak.
Bhutanlılar bu mutluluk işini o kadar ciddiye aldılar ki 2008’den itibaren konuyu Birleşmiş Milletler’de de gündeme getirdiler. Ve sonunda BM 2011 yılında “mutluluğu” küresel gelişme programına aldı ve 2011’de Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı. Bir anlamda diyebiliriz ki Bhutan’da çakan mutluluğa değer verme kıvılcımı aralarında BM, OECD ve AB de olan küresel aktörleri de sardı ve artık gelişme üzerine çalışmalarda mutluluk ve sübjektif kendini iyi hissetme hali ciddiye alınan bir kavram haline geldi.
Kaynak: http://www.gezginpire.com/2016/07/bhutanda-mutlu-olmak.html
No comments:
Post a Comment